top of page
Yazarın fotoğrafıÜzeyir AHISKALI

ÖLÜNCEYE KADAR BAKIM SÖZLEŞMESİ İLE MALVARLIĞININ TAMAMI DEVREDİLEMEZ


1. Hukuk Dairesi 2020/638 E. , 2021/1514 K.


Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince de davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;


-KARAR-


Dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis ve ecrimisil istemine ilişkindir.


Davacılar, miras bırakan ...'in paydaşı olduğu 1297 ada 7 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadar bakma sözleşmesi davalı gelinine devrettiğini, temliğin kız çocuklarından mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, miras bırakanın işlem tarihinde ehliyete haiz olmadığını, okuma yazması olmayan miras bırakanın korkutulması, hataya düşürülmesi ile taşınmazın davalıya temlik edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, olmazsa tenkise ve temlik tarihinden itibaren şimdilik 2000TL ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.


Davalı, miras bırakanın felç olduğunu ve kendisinin baktığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince de davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.


Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan 1934 doğumlu ...’in 11.11.2015 tarihinde ölümü ile davacı çocukları ...ile dava dışı oğlu ...’in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’nın ...’în eşi olduğu, miras bırakanın 1297 ada 7 parsel sayılı 381m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazdaki 139/381 payını 26.08.2011 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalı gelinine devrettiği, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu 26.03.2018 tarihli raporunda miras bırakanın temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.


Hemen belirtilmelidir ki ; Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu’nun miras bırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğuna ilişkin raporu ve mirasçı tarafından mirasçı olmayan kişiye karşı ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenme olanağı bulunmadığı da gözetilmek suretiyle ehliyetsizlik iddiasına dayalı olarak açılan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.


Davacıların bu yöne ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614). Diğer yandan; bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.


Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.


Miras bırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.


Somut olayda; tüm dosya içeriği itibari ile, miras bırakanın bakım ve gözetim amacını taşınmazdaki payının bir kısmını bakım borçlusuna devretmek suretiyle de gerçekleştirebilecekken, ölünceye kadar bakım akdi ile tek taşınmazının tamamını davalı gelinine temlikinde, bakıp gözetilme koşulunun değil de diğer mirasçılardan mal kaçırma düşüncesinin ön planda tutulduğu ve bu iradeyle işlemlerin gerçekleştirildiği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.


Davacıların açıklanan nedenden ötürü yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

16 görüntüleme0 yorum

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page