top of page
Yazarın fotoğrafıÜzeyir AHISKALI

İdari Dava Dilekçesi Nasıl Hazırlanmalıdır?

Güncelleme tarihi: 25 Tem 2021

T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2020/10590

Karar No : 2020/13770


DAVACI: ...

VEKİLİ: Av. ...

DAVALILAR: 1- ...

2- ... Bakanlığı

VEKİLİ: Av. ...

3- ... Genel Müdürlüğü

VEKİLİ: ...


DAVANIN KONUSU : 18.08.2017 tarih ve 30158 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 18.08.2017 tarihli, 2017/10492 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, eki harita ve taşınmaz listesine aykırı olarak yapılan plan değişikliğinin iptali istenilmektedir.


DAVACININ İDDİALARI : Türkiye- Suriye sınırında güvenlik amacıyla çekilen Asi Nehri Seddesinin sınır hattı boyunca yüksek duvarların inşa edilmesine ilişkin olduğu, bu projenin ilk halinin Asi Nehri boyunca yapılması planlanmaktayken projede değişikliğe gidildiği, Bakanlar Kurulu kararına ve eki haritaya aykırı olarak Asi Nehri boyunca inşa edilmesi planlanan seddenin düz bir hat halinde inşa edilmesinin planlandığının anlaşılması üzerine projenin bu haliyle yapılması halinde üç büyük adanın Suriye sınırı içinde kalacağı, terk edilen bu alanın verimli tarım arazisi niteliğinde olduğu, geçiş için kapı bırakılsa da taşınmazlar üzerinde tasarruf edilmesinin mümkün olmayacağı, hukuka aykırı olarak yapılan proje değişikliği uygulamasının iptali gerektiği ileri sürmektedir.


... VE ... BAKANLIĞININ SAVUNMASI : Davanın süresinde açılmadığı, Anayasanın 35. maddesine göre, mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla sınırlandırılabileceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde, kamulaştırmada acelelik halinin bulunup bulunmadığı konusunda Bakanlar Kuruluna takdir yetkisinin verildiği, projenin hudut güvenliğinin sağlanması, yasa dışı geçişlerin önlenmesi ve kaçakçılıkla mücadelenin sürdürülebilmesi için milli güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması amacıyla hazırlandığı, dava konusu 384 ve 385 sayılı parsellerin kamulaştırılmasından vazgeçildiği, dava konusu işlemin tüm unsurları yönünden hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


... GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN SAVUNMASI: Davanın süresinde açılmadığı, Anayasanın 35. maddesine göre, mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla sınırlandırılabileceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde, kamulaştırmada acelelik halinin bulunup bulunmadığı konusunda Bakanlar Kuruluna takdir yetkisinin verildiği, projenin hudut güvenliğinin sağlanması, yasa dışı geçişlerin önlenmesi ve kaçakçılıkla mücadelenin sürdürülebilmesi için milli güvenlik ve kamu düzeninin sağlanması amacıyla hazırlandığı, dava konusu ... ve ... sayılı parsellerin kamulaştırılmasından vazgeçildiği, dava konusu işlemin tüm unsurları yönünden hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.


DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ :Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak dilekçenin reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.



TÜRK MİLLETİ ADINA


Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra, 2577 sayılı Yasanın 3622 sayılı Yasa ile değişik 49. maddesinin 4. fıkrasıyla Danıştay'ın bozma kararlarına karşı mahkemelere "bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilme" yetkisi tanındığı halde, anılan maddenin 6. fıkrasında yer verilen "Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4. fıkrası hariç diğer fıkraları kıyasen uygulanır" yolundaki hükümle Danıştay Dava Dairelerine ilk derecede bakılan davalarla ilgili bozma kararlarına karşı eski kararlarında ısrar edebilme yetkisi tanınmamış bulunduğundan, Danıştay Altıncı Dairesinin 16.12.2019 tarihli, E:2018/8941, K:2019/14225 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16.06.2020 tarihli, E:2020/512, K:2020/942 sayılı bozma kararına uyularak gereği görüşüldü:


İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

"Küçük Su İşleri Projesi" kapsamında Hatay Asi Nehri Seddesi yapımı için taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılabilmesi için Orman ve Su İşleri Bakanlığının ... tarihli, ... sayılı yazısı üzerine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca 18.08.2017 tarihli, 2017/10492 sayılı Bakanlar Kurulu kararının alındığı, bu kararın 18.08.2017 tarihli, 2017/10492 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı, davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce 21.09.2017 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E: ... sayılı dosyasında ..., ... ve ... sayılı parseller için bedel tespiti ve acele el koyma davasının açıldığı, ... tarihli, ... sayılı olur ile projede değişiklik yapılarak proje kapsamındaki taşınmazların bir kısmının kamulaştırılmasından vazgeçildiği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce ... tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E: ... sayılı dosyasında ... sayılı parsel için bedel tespiti ve acele el koyma davası açıldığı, bu davaya ilişkin meşruhatlı davetiyenin davacılara tebliği üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.


İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği, 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise 3 ve 5. maddelere uygun olmadığı halde otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.


Aynı Kanun'un 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği hüküm altına alınmıştır.


HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Dava dilekçesinin incelenmesinden; dilekçenin "konu" kısmında "Bakanlar Kurulunun 18 Ağustos 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2017/10492 sayılı kararı , eki harita ve taşınmaz listesine aykırı olarak yapılan (plan değişikliğinin) iptaline", "sonuç ve istem" kısımlarında "Bakanlar Kurulunun 18 Ağustos 2017 tarihli resmi gazetede yayınlanan 2017/10492 sayılı Kararı, eki harita ve taşınmaz listesine aykırı olarak yapılan değişikliğin iptaline karar verilmesi, seddenin Bakanlar Kurulu kararına uygun olarak planında olduğu gibi sınır hattı boyunca yapılması gerektiğine, Bakanlar Kurulu kararına aykırı ve kamu yararı bulunmayan plan değişikliğinin iptaline" karar verilmesinin talep edildiği, dilekçenin içeriğinde Asi nehri boyunca yapılmak üzere proje yapıldığı ve davacının taşınmazlarına proje kapsamında acele el koyulduğu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarihli, E: ... esas sayılı dosyasında verilen kararla taşınmazların niteliğinin değiştiği, sözlü olarak projenin değiştirildiği ve sınır boyunca ilerlemesi planlanan duvarın güzergahının değiştirileceğinden bahisle kamulaştırmaların bir kısmından vazgeçildiğinin davacıya bildirildiği, duvarın değiştirilen güzergahtan geçirilmesi halinde taşınmazların bir kısmının Suriye'ye terk edileceği, davacının taşınmazlarının da duvarın Suriye sınırı tarafında kalacağı, geçiş için kapı bırakılacaksa da fiili olarak davacının mülkiyet hakkının kısıtlanacağı, taşınmazlarının Suriye sınırı arkasına terk edildiği, kamulaştırma kararına değil, kamulaştırma planında yapılan değişiklik nedeniyle davanın açıldığının ifade edildiği, dilekçede hangi işlemin iptalinin istenildiğinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklanmadığı ve iptali istenen işlem veya işlemlerin dilekçenin konu, içerik ve sonuç bölümlerinde çelişkili olmayacak şekilde gösterilmediği anlaşılmıştır.


Uyuşmazlıkta, acele kamulaştırma işleminin mi, acele kamulaştırmadan vazgeçilmesine ilişkin işlemin mi, kamulaştırmanın dayanağı projenin mi dava konusu edildiği hususunun açıkça ortaya konulması gerekmektedir. İmar planına ilişkin bir iptal talebi bulunması halinde hangi tarihli, sayılı, ölçekli imar planının dava konusu edildiğinin belirtilmesi gerekmektedir. Bu haliyle, dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun biçimde düzenlenmediği sonucuna varılmaktadır.


Bu durumda, davacı tarafından hangi işlem veya işlemlerin iptalinin istenildiğinin tarih ve sayı belirtilmek suretiyle dilekçenin konu, içerik ve sonuç bölümlerinde çelişkili olmayacak şekilde açıklanarak ve iptali istenilen işlemlerin örnekleri eklenerek davanın belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun olarak yenilenen, Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış açık ve anlaşılabilir bir dilekçeyle açılması gerekmektedir.


KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde, yukarıda belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE,

2. Aynı Kanun'un 15. maddesinin 5. fıkrasına göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilecek dilekçede de aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddedileceğinin davacıya duyurulmasına,

3.Yenileme dilekçesi verilmesi halinde davacıdan ayrıca harç alınmamasına, davanın yenilenmemesi durumunda yapılan yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, 25/12/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

38 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page